Son dönemlerin en kapsamlı eğitim araştırması Yeni Zellanda Auckland Üniversitesi’nden Profesör John Hattie tarafından gerçekleştirilmiştir. John Hattie başka araştırmacılar tarafından gerçekleştirilmiş 60 bin araştırmayı, 800 meta analizi ve 15 yılı aşkın süre boyunca görüştüğü yüzbinlerce öğrenciden gelen verileri değerlendirerek öğrenmeyle ilgili en temel soruların yanıtını bulmayajohn hattie çalışmıştır: Okullarda öğrenmeyi sağlamak için uygulanabilecek en iyi, en etkili yöntemler nelerdir? Hangi uygulamaları geliştirirsek öğrencilerin daha nitelikli öğrenmesini sağlayabiliriz? İyi öğretmenlerin özellikleri nelerdir? Çocuklar en çok hangi faktörlerden etkilenerek öğrenir?
John Hattie’nin ailelerin öğrenme için vazgeçilmez olduğunu düşündükleri bazı faktörlerin aslında o kadar önemli olmadığını anlattığı röportajından derlenen bilgilerin tüm anne babaların ilgisini çekeceğini umuyoruz:
Sınıf Öğrenci Sayısı
Çocuğumuz için okul seçerken en çok dikkat ettiğimiz kriterlerden biri sınıfların mevcududur. Özellikle son dönemlerde pek çok aile kalabalık sınıflar yüzünden çocuklarını devlet okullarına vermekten çekinmekte, özel okulları tercih etmektedirler. Velilere göre sınıfta öğrenmenin kolaylaşması için öğrenci sayısının az olması ve öğretmenin her öğrenciyle bireysel zaman geçirebilmesi önemlidir.
Bununla birlikte son dönemlerde gerçekleştirilen araştırmalar sınıftaki öğrenci sayısının öğrenme üzerinde etkisinin düşündüğümüz kadar büyük olmadığını gösteriyor. Etkin öğrenme için sınıf mevcudunun 16-18 kişi olması düşünülür. Sınıf mevcudunun düşük olması öğrenmenin kolaylaştırıcılarındandır ama bundan daha önemli bazı kriterler de vardır. Örneğin öğretmen deneyimi ve motivasyonu, sınıfta uygulanan eğitim teknikleri ve grup çalışmaları öğrenme üzerine sınıf mevcudundan daha etkili olan faktörlerdir.
Özel Okul mu Devlet Okulu mu?
Çocuğumuzun devlet okuluna mı yoksa özele mi göndersek sorusu sadece biz de değil dünyanın başka ülkelerinde de velilerin en çok düşündükleri sorulardan biridir. John Hattie’ye göre çocuğunuzun gittiği okulun özel ya da devlet okulu olması çocuğun akademik başarısı üzerinde büyük bir etki yaratmaz.
Asıl önemli olan –özellikle ilkokulda- iyi bir sınıf öğretmeniyle başlangıç yapmak ve deneyimli yöneticilerin bulunduğu bir okul seçebilmektir. Sınıf öğretmeni, öğrencinin bütün eğitim hayatını, öğrenme motivasyonunu ve özgüvenini belirleyecek etkiye sahiptir. Yöneticiler ise okulun vizyonundan nitelikli öğretmen seçimine, okul içinde öğrenmeyi destekleyecek etkinliklerden, gerekli disiplinin oluşturulmasına kadar pek çok boyutta okulun niteliğini etkilerler.
Ev Ödevi
Genel düşüncenin tersine ev ödevi çocuğun başarısına ve öğrenmesine katkıda bulunmaz. Ev ödevinin çocuğa o gün öğrendiklerini benimsetecek ve eksiklerini fark ettirecek kadar olması yeterlidir. Çünkü araştırmalar çocuğun günlük 10 dakika ödev yapmasıyla 1-2 saat ödev yapması arasında öğrenme açısından büyük bir fark olmadığı göstermektedir. Yaş ve sınıf büyüdükçe ödev miktarı arttırılabilir bununla birlikte ödevin çok uzun sürmesi bu sınıflar için de büyük bir fayda sağlamayacaktır.
Sınavlar
Profesör Hattie’ye göre sınavların öğrenme sürecinde büyük bir olumlu etkisi görülmez. Bu özellikle yılda bir kez yapılan dönem sonu sınavları ya da ulusal sınavlar için böyledir. Böyle büyük sınavların öğrenmeden çok ezbere katkısı vardır. Bunun nedeni; sene sonu sınavlarının, öğretmenlerin ve öğrencilerin odaklandıkları konulardan uzaklaştıkları bir zamanda yapılmasıdır.
Sınav sistemi eğer öğrenme için uygulanacaksa not vermek, sıralamak için değil son dönemlerde işlenilen konuların uygulaması veya pekiştirilmesi için kullanılmalıdır. Bu durumda da sınav sonuçlarının tek başına çocukların iyi ya da kötü olduğunu belirlemesine izin verilmemeli, çocuklar sadece sınav sonuçlarıyla değil bütün gelişimleriyle değerlendirilmelidir.
Sosyal Faaliyetler
Genel olarak veliler ders sosyal faaliyetlerin çocuğun başarısını engellediğini düşünürler. Oysa ders dışı çalışmalar çocuğun kişisel ve akademik gelişimine en çok katkıda bulunan etkinliklerdendir. Bir yanıyla sosyal faaliyetler çocuğun kendini tanımasına, sosyalleşmesine ve seçtiği alanda uzmanlaşmasına yardımcı olurken, diğer yandan da çocukların okula ve derslere bağlılıklarını geliştirir. Özgüvenlerinin, kendilerine duydukları saygının gelişmesi çocuğun öğrenme tavrını da geliştirir. Sosyal faaliyetlere katılan öğrencilerin büyük bölümünde akademik olarak da yükselme görülür.
Okula Başlama Yaşı
Çocuğun okula başladığı tarihteki yaşı akademik başarının bir başka önemli faktörüdür. Çocuk gelişimde sadece birkaç ayın bile önemi büyüktür ve örneğin 5 yaş bir aylık bir çocuğun okul uyumuyla 5 yaş 6 aylık çocuğun uyumu arasında büyük farklar vardır. Bu çocukların konsantrasyon süreleri, derse ilgileri, kalem tutma becerileri ya da kavrama becerileri birbirlerinden farklı olacaktır.
Bu nedenle pek çok aile çocuklarını okula bir yıl geç gönderebilmeyi denerler. Sınıftaki ay bazında küçük ve büyük öğrenciler arasındaki gelişim farkı bazen deneyimli öğrencilerin desteğiyle 4-5 yıllık sürede kaybolabilir ancak bu farkın hiç kapanmadığı vakalar da mümkündür.
Ailenin Eğitim ve Gelir Düzeyi
Genel olarak , okul ve öğretmenle ilgili doğru tercihler yapıldığında, ailenin çocuğun akademik başarısı üzerinde büyük bir etkisi olmayacağı düşünülür. Ancak özellikle anne babanın eğitim durumu ve gelir düzeyi çocuğun başarısının en temel belirleyicilerindendir.
Bu etkilerin belki de en önemlisi anne babanın eğitim durumudur. Eğitim düzeyleri yüksek olan ebeveynler çocuklarının akademik hayatını yakından izleyebilir, ödevlerine yardım edebilir ve gerekli durumlarda destek sağlayabilir. Eğitim düzeyi yüksek ebeveyn, öğretmenle de daha yakın ilişki kurabilir; genel olaral çocuğun eğitim tercihleri konusunda doğru yönlendirilmesini sağlar. Öte yandan ailenin gelir düzeyi yükseldikçe çocuğun da başarısının yükselmesi beklenir. Çünkü çocuğun akademik destek alabilme olanakları yükselmiştir.
Akademik başarıyı etkileyen bir başka önemli faktör ise anne babanın çocuğa ifade ettikleri beklentilerdir. Çocuklarının okuldaki durumuyla ilgilenen, ona güvendiğini gösteren ve yapıcı bir dille çocuklarının başarını yorumlayan ailelerde çocuklar daha başarılı olur.
Öğretmen
Öğretmen, kuşkusuz bir eğitim sürecinin en önemli halkasıdır. Öğretmenin yarattığı sınıf iklimi, deneyim ve bildi düzeyin, öğrencilerine verdiği mesajlar çocuğun başarısını sağlayan en temel koşuldur. Öğretmen verdiği mesajlarla çocuklara öğrenme konusunda güven verir, konuları kavramalarını, bilgileri organize etmelerini sağlar; eksiklerini giderme, sistemli çalışma konusunda destek verir. Sonuç olarak iyi bir öğretmen öğrencinin akademik başarısında başlı başına en etkili faktör olarak karşımıza çıkar.
Geleneksel eğitim sisteminde öğrenci başarısız olduğunda çoğunlukla öğrenci sorgular; başarısız öğrenci yeterince anlayamamış ya da çaba göstermemiştir. Oysa öğrencinin başarısını sağlayan öğretmenin uzmanlığı ve emeğidir. Öğretmen yaklaşımı, sınıf yönetimi ve yaratığı öğrenme iklimi, konu anlatımı ve değer yargıları başarının temel anahtarıdır.
Kaynak:
Johh Hattie’nin BBC’nin eğitim içerikli kanalı Radio 4’dan Sarah Montegue’ya verdiği röportaj metninde Ayşe Kayar tarafından uyarlanmıştır.
1 Yorum. Yeni Yorum
Başlıkta 8 yanlış inanç denilmiş ama aile desteği başlığı altında yanlış inanç nerede?