Hikikoromiyi duydunuz mu? Ergen çocuğunuz gün boyunca odasından çıkmıyor, kimseyle iletişim kurmuyor ve bütün gününü ekran karşısında geçiriyorsa sadece ekran bağımlılığından daha ciddi bir sorunla karşı karşıya olabilirsiniz. Çünkü dünyanın pek çok ülkesinde uzmanlar Covid kapanması sonrasında ergenlerde daha da fazla gözlemlenen yeni bir hastalıktan söz ediyor: Hikikomori !
Hikikomori Japonca bir sözcük. Bu ismin Japonca’dan gelmesinin nedeni ise bu tutumun ilk olarak Japonya’da yaşayan gençlerde görülmeye başlamış olması. Vikipedi ‘nin yeni çağın keşişleri olarak nitelendirdiği hikikoromiler hayattan elini ayağını çekiyor ve içlerine dönüyorlar, zamanlarının büyük bölümünü bilgisayar başında geçiriyor ve internette sörf yapmak, müzik dinlemek, online oyunlar oynamak ve ünlü Japon çizgi romanları Mangaları izlemek dışında bir şey yapmıyorlar. Çoğu, sadece tuvalete gitmek için odalarının kapısını açıyor, yemeklerinin de kapıya kadar getirilmesini istiyorlar. Günümüzde sadece Japonya’da 300 bin kadar ergen ve genç hikikomori yaşarken dünyanın geri kalanında da riskin arttığını görüyoruz.
Hikikoromi, Büyüyen Bir Sosyal Sorun
Hikikoromilerin bir başka özelliği ise tüm sosyalleşme ihtiyaçlarını internet ve sosyal medya üzerinden karşılamaya çalışmaları. Duyguların ifade edilmediği, çoğu zaman kimliklerin bile gizlendiği bu sağlıksız sosyalleşme bir süre sonra gençlerin gerçeklik algısını değiştiriyor. Orta ve uzun vadede psikolojik rahatsızlıklara neden olabiliyor. Üstelik izolasyon süresi uzadıkça kişilerin psikolojik olumsuzluklar yaşama riski de belirgin şekilde yükseliyor. Yalnızlık, depresyon, kaygı bozuklukları, öfke, obezite, stres, iletişim problemleri bunlardan ilk akla gelenler.
Ancak hastalığın tek olumsuzluğu bu da değil. Hikikoromiler giderek günlük hayattan, karar ve sorumluluklardan bütünüyle kopuyorlar. Hatta bazı ilerleyen durumlarda çoğu gündüzleri uyuyor ve geceleri yaşıyorlar.
Daha önemlisi bu hastalık ergenliğin bitmesiyle de sona ermiyor. Küçük yaşlarda hikikomori yaşamaya başlayanların sosyal hayatları sona eriyor, aileleriyle sağlıklı iletişim kuramıyor çoğu zaman meslek sahibi olamıyor ve toplumsal hayattan kopuyorlar. Hatta Japonya bu hastalığı sosyal bir sorun olarak tanımlıyor çünkü ülkede 15-50 yaş grubundan ve ağırlıklı olarak erkeklerden oluşan 1 milyon kişinin hikikomori yaşadığı düşünülüyor. Bu hastaların arasında 2-3 yıl odasından hiç çıkmamış kişiler de olabiliyor.
Neden Daha Çok Erkeklerde Görülüyor?
Peki hastalık neden daha fazla erkeklerde görülüyor? Japon sosyal bilimcilere göre bu içe kapanmanın Japon erkeklerinde görülmesinin Japon kültürüyle bağı var. Öncelikle Japon çocuk yetiştirme kültürünün hala çok kuralcı ve disiplinli olması ve Japon ebeveynlerin akademik beklentilerinin çok yüksek olması bu durumu etkiliyor olabilir. Japonya’da ortalama bir lise öğrencisinin okul dışında da en az 6-8 saatini ders çalışarak geçirmesi ve bazen günde sadece 3-4 saat uyuması olağan bir davranış olarak kabul ediliyor.
Ayrıca Uzak Doğu kültüründeki yüksek sorumluluk, aşırı ciddiyet ve diğer toplumsal normlar da hikikomorinin duygusal arka planını oluşturuyor. Bu açıdan yaklaşıldığında hastalığın daha çok erkeklerde görülmesi onların toplumdaki sorumluluklarına karşı bir çeşit karşı duruş. Hala çok geleneksel bir toplum olan Japonya’da erkeklerden beklenen sorumlulukların çok yüksek olması ve cinsiyetçi kalıplar bu hastalığı tetikliyor olabilir.
Covidle Artacak mı?
Öte yandan uzmanlar, Covid-19 kısıtlamalarının hikikorominin daha fazla görünmesine yol açabileceğini düşünüyorlar. Bu nedenle çocukların ev dışına çıkmalarının ve sosyalleşmelerinin desteklenmesinin altını çiziyorlar.
Neler Tetikliyor?
Uzmanların ilk uyarısı çocukların ekranla tanışma yaşı konusunda. Küçük yaşlardan itibaren videolar ve bilgisayar oyunlarıyla büyütülen çocukla bu hastalığa en kolay yakalanan grubun başında geliyor. Çocukların ekran başında geçirdikleri sürenin sınırlandırılması ve oynanan oyunların kontrol edilmesi de önemli.
Öte yandan bu çeşit bir içe kapanma bazen çocuğun arkadaş ilişkilerinde ya da okul hayatında yaşadığı başarısızlıklarla da tetiklenebiliyor. Kolayca arkadaş edinemeyen, arkadaş gruplarına katılamayan çocukların giderek daha fazla içe kapanma olasılıkları daha yüksek.
Duygusal ilişkileri kötü giden, reddedildiğini düşünen, öğretmenleri tarafından eleştirilen ya da akademik olarak başarısız olan gençlerin de içe kapanma olasılığı oldukça yüksek.
Bizde de Var mı?
Peki Türkiye’de durum ne? Gümüşhane Üniversitesi’nden Sertaç Timur ‘a göre “Türkiye’de de çok sayıda ebeveyn, kendi dünyalarında izole olan, insanlarla iletişime geçemeyen, sorumluluk almayan ve sosyal ağlarda sanal kimlikler edinip; bilgisayar oyunları, elektronik tüketim ve online kumar gibi teknoloji eksenli yönelimler içinde kaybolan çocuklarından şikayet ediyor.” Ancak bu içedönüşün fazla dile getirilmemiş olması bu durumu sadece kendi özel durumları olarak algılamalarına neden oluyor.
Ekran bağımlılığı konusunda dünyanın lider ülkelerinden biri olan Türkiye’de ebeveynlerin, öğretmenlerin ve okul psikolojik danışmanlarının -özellikle covid döneminde- bu konuya özel önem göstermeleri oldukça önemli.
Bu makale ilginizi çektiyse Çocuklarda Pandemi Yorgunluğu adlı makalemize de göz atabilirsiniz.