Hepimiz daha okul başlamadan önce çocukları harflerle, seslerle tanıştırmanın iyi bir akademik başlangıç için önemli olduğunu biliriz. Uzmanlar aynı erken başlangıcın matematik için de yapılması gerektiğini savunuyorlar.
Çocuğun ileri sınıflarda göstereceği matematik performansının en temel belirleyicisinin okula başlarken sahip olduğu temel matematik düzeyi olduğunu gösteriyor. Dahası temel matematik düzeyi, akademik başarı üzerinde okuma becerisi, konsantrasyon ya da sosyal becerilerden çok daha etkili bir faktör.
Ezbere Saymak Değil, Rakamın Niceliğini Anlamak
Pek çok aile çocuklarına toplama işlemini öğretiyor. Çocuklar iki yaşından itibaren saymayı da öğreniyor. Ancak ailelerin çocuklarına –sayı saymanın yanı sıra- öğretmeleri gereken bir beceri daha var: Varlık kavramı ve bunun rakamlarla ifadesi.
Çünkü 3’e kadar saymakla üç elmayı saymak ve bu varlığı ‘3’ rakamıyla etiketlemek arasında bilişsel olarak fark var. Henüz 2 yaşında olan çocuklar bile 10’a 20’e kadar sayabilirken çocukların bir grup eşyayı sayıp rakamı üzerine yazabilmeleri için dört yaşına kadar gelmeleri gerekiyor.
Boston Koleji Lynch Eğitim Fakültesinden Beth Casey’e göre ‘dört, dört buçuk yaşlarına gelmiş çocuklar matematiğin temel ilkesini anlamış olurlar. Bir sayma işleminde en son söylenen sayı o gruptaki varlıkların sayısını ifade eder. Bu önemli bir bilişsel gelişimdir. Çocuğun bu beceriyi tam olarak kavraması için çok fazla alıştırma yapması gerekir.’
Aileler İçin Basit Bir Matematik Stratejisi
Beth Casey ailelere çocukların matematiksel gelişimi için çok basit bir uygulama önerisinde bulunuyor. Casey’e göre ‘Çocukların rakamları okuyup yazması ve ezbere sayabilmeleri iyi bir başlangıç.’ Bununla birlikte varlıkların rakamlarla yani nicelik kavramının anlaşılması daha karmaşık bir bilişsel beceri olarak karşımıza çıkıyor. Yani çocuğunuza masada kaç elma olduğunu say demek yerine ona masada dört elma var dedirtebilmek matematiksel olarak bir adım daha ileriye taşımak anlamına geliyor.
Annelerin Oyunu Matematiğe İlk Adım
Casey, ailelerle yaptığı çalışmalarda 3 yaşındaki çocuklarıyla oyun oynayan annelerin videolarını gözlemliyor. Anne ve çocukların hepsine üç kutuya paylaştırılmış oyuncaklar veriliyor. Ancak nasıl oynanacağı konusunda bir yönerge sunulmuyor. İlk kutuda kalemler, kalıplar ve kopya kağıtları, ikinci kutuda giysiler, üçüncü kutuda ise oyuncak bir kasa ve paralar ve renkli bloklar yer alıyor. Çalışmayı hazırlayan araştırmacılar, oyuncak kasa ve paraların anne ve çocuğu bir çeşit alışveriş oyununa yönlendirmesini umuyorlar.
Araştırmacılar, daha sonra anne ve çocuk oyununda rakamların kaç kez geçtiği, objelerin kaçar kez sayıldığını gözlüyor; aynı zamanda annelerin objeleri adetlerine göre nitelendirme sıklıklarını sayıyorlar. Yani örneğin çocuğun önündeki blokları her seferinde bir, iki, üç diye saymak yerine ‘üç blok’ diye nitelendirmek artı puan kazandırıyor. Çocuklar dört buçuk yaşındayken gerçekleştirilen bu araştırmanın sonuçları, çocukların ilkokul birinci sınıftaki durumlarıyla karşılaştırılıyor.
Sayma, Sayıyı Söyle..
Ölçülen iki çeşit rakamsal işlemden ikincisini uygulayan yani varlıkları saymadan nitelendiren ailelerin çocukları daha ileri bir sayısal beceri sergiliyorlar. Bir başka araştırmanın gösterdiği gibi maalesef aileler varlık sayısını doğrudan söylemeyi çok daha az uyguluyor yerine çocuklarını teker teker saymak için cesaretlendiriyorlar. Yine de bu teknik ailelerin küçük yaşlardan itibaren çocuklarının matematik gelişimini sağlamak için repertuarlarına ekleyebilecekleri bir beceri olarak ortaya çıkıyor.
Çünkü saymak yerine sayının adını söylemek çocuğu objelerin varlığı, yokluğu, niceliği kavramlarıyla yani matematiğin soyut yüzüyle tanıştırıyor. Böylece küçük yaşlarda çocuklar büyüklük, küçüklük üzerine düşünüyor ve rakkamların simgelediği niceliği fark ediyorlar.
Aileler bu kuralı kolaylıkla günlük hayatlarına taşıyabilirler. Örneğin rakamları günlük hayatlarının içine daha fazla taşıyabilir ve sayma işini çocukları yerine yapmaktan vazgeçebilirler. Bana dolaptan üç elma ver!’, ‘masaya dört bardak getir’ gibi komutları günlük hayatınızın içine taşıyın.
Kaynak: Mallory Locklear’ın Nisan 2018 tarihinde yayınlanmış How Parents Can Shape Children’s Math Ability adlı makalesinden çevrilmiştir.