Marsmallow testini bilirsiniz. 1960’larda Standford Üniversitesi’den Walter Mischel çocuklara basit bir soru sorar. Hemen alınacak bir marsmallow mu yoksa bir süre bekledikten sonra alınacak iki tane mi diye. Mischel bu çalışmasında çocuğun davranışları üzerindeki kontrolünün nasıl geliştiğine dair işaretlerin izlerini ararlar.
Marsmallow testinin popülerliğini arttıran ise araştırmanın kendisi değil, araştırmayla ilgili yıllar sonra gelen bir keşiftir. Çünkü ilerleyen yıllar, iki marsmallow almak için beklemeyi tercih eden çocukların çok daha başarılı olduğu göstermiştir. İkinci marsmallow için bekleyenler sınavlarında daha yüksek notlar alır, daha iyi üniversitelere giderler. Fazla kilo almaz, uyuşturucu kullanmaz genel olarak daha sağlıklı ve başarılı bir hayat sürerler.
Gelecek Başarısını Getiren İstekleri Kontrol Etmek mi?
Mischel’in kendi ifadesiyle çocuğun duygu ve davranışları üzerindeki kontrolü gelecekteki başarısının ardındaki ‘motor güç’dür. Görür görmez marsmallowu alma isteğini kontrol eden ve böylece daha fazlasını elde eden çocuk örneğin sınavdan önceki gece televizyonunu da kapatabilmeyi başaracak ve isteklerini kontrol edebilecektir. Mischel’in araştırmasının güzelliği çoğunlukla fırsat ya da şansla ifade edilen hayatta başarılı olma gizemine dair basit ve uygulanabilir bir açıklama getirmiş olmasıdır. ‘Çocuğuna kendini kontrol etmeyi öğret, başarılı olmasını sağla!’ Ancak Mischel’in bir çalışması daha vardır. Ve bu çalışmanın sonuçları dikkatli değerlendirildiğinde bize çocukların kontrol becerileriyle ilgili bambaşka bir pencere açmaktadır:
Her koşulda ve her çocukta sonuçlar aynı mı?
“Marsmallow testini ilk kez duyduğumda evsiz çocuklar için kurulmuş bir koruma yurdunda çalışıyordum. Çocuklar gerçekten çok kötü koşullardan çıkıp bize ulaşıyorlardı. Çoğunun oyuncakları kırma, yapıştırıcıları yerlere dökme, kağıtlara değil bedenlerine resimler yapma ve şeker gördüklerinde ağızlarını tıka basa doldurma gibi alışkanlıkları vardı. Davranışları uyumsuz ve sorunluydu. Ve şimdi yapmış olduğumu itiraf etmek ne kadar zor ve utanç verici olsa da, ben yurtta kalan çocuklara marsmallow testini uyguladım.”
“Ve işte marsmallow testinin neden her koşulda geçerli olamayacağına dair bulgularım: Benim bulgularıma göre çocukların ikinci marsmallowu almak için beklemeye karar vermeleriyle çevresel koşullar arasında güçlü bir bağ var. Çocuğun beklemeyi kabul etmesinin olmazsa olmaz koşulu beklerse ikincinin verileceğine dair duyduğu güven. Eğer çocuğun gündelik hayat gerçekleri buna uymuyorsa, – beklerse iki şekerden de olacağına dair geçmiş deneyimleri varsa- çocuk beklemek yerine gözünün önündeki duran şekeri almayı tercih ediyor.”
Neden Yoksul Çocuklar İkinci Şeker İçin Beklemiyorlar?
Davranışların tutarlı olduğu ve sözlerin tutulduğu çevrelerde büyüyen çocuklar beklemenin kendileri için daha avantajlı olduğunun bilincindeler. Kendi davranışları üzerindeki kontrollerinden çok, dünyanın böyle işlediği ve olumlu davranışlarının bir ödülü olacağına inandıkları için böle davranıyorlar. Dahası içinde yaşadıkları olumlu yaşam koşulları –marsmallow testinin bulgularından çok daha güçlü bir şekilde- çocukların hayat kalitelerini şekillendiriyor; doğal olarak iyi koşullardan gelen çocuklar, iyi okullara gidiyor, anne babalarından daha fazla destek alıyor ve daha iyi hayatlar yaşıyorlar.
Tutarsız bir çevre ise düşük akademik başarıya, tepkili bir kişiliğe, madde kullanımına kadar pek çok olumsuzluğa neden oluyor. Çocuğun ilk gördüğü şekeri hemen almak istemesi gibi daha şanssız bir hayat yaşamasının da nedeni bu belirsiz ve zorlu çocukluk koşulları. Ebeveynlerine güvenmeyen ya da çevrelerinde tutarlı davranışlar göremeyen çocuklar ilk gördükleri şekeri almak zorundalar-tıpkı bu koşullardaki yetişkinlerin yapacağı gibi…
Birkaç yıl öne bir arkadaşımla birlikte marsmallow testindeki çocukların beklentilerinin davranışlarını nasıl etkilediğine dair bir çalışma kaleme aldık. Bu çalışma için marsmallow testi uyguladığımız çocuklara içinde bulundukları çevrenin güvenilirliği üzerine bazı bilgiler verdik. Çevrenin güvenilir, tahmin edilebilir olduğu söylenen bütün çocuklar ikinci marsmallow için beklemeyi tercih ederken, koşulların pek de güvenilir olmadığı söylenen çocukların hepsi ilk şekeri alarak testi sonlandırdılar.
Yoksul Çocuklara Başarısız Olacak Etiketi Yapıştırmak
Böylece marsmallow testinin çocuğun kendi isteklerini kontrol etmesinden çok daha fazla içinde bulunduğu koşullara dair beklentileriyle ilgili olduğu göstermeye çalıştık. Bir başka deyişle çocukların kararlarını belirleyen bir beceriden çok çevrelerine dair beklentileriydi.
Eğer çocukların marsmallow testine gösterdikleri tepki bir beceriden değil de çevreye güvenden kaynaklanıyorsa o zaman kişisel kontrolü gelecek başarısının en önemli anahtarları olarak görmeyi bırakabilirdik. Ancak en önemlisi, -artık çocukların davranışlarının ardındaki gerçek nedeni bildiğimiz için-, beklemeyi göze alamayan çocuklara ‘kendilerini kontrol edemeyen ve gelecekte başarısız olacak’ ikinci sınıf insanlar muamelesi yapmaktan vazgeçebilirdik.
Çünkü pek çok başka verinin de gösterdiği gibi yoksul, şansız, başarısız hayat koşullarının temel nedeni yine yoksul, şansız, başarısız çevreye doğmuş olmaktır. Bu çocukların sorunları sadece davranışlarını kontrolüyle açıklanamayacak kadar karmaşıktır. Marsmallow gösterilen kontrollü tepki de –maalesef- bu gerçeği değiştiremez!
Kaynak: Celeste Kidd’in 31 Temmuz 217 tarihinde yayınlanmış ‘Marsmallows arent likely to fix low-income kids’ real problems’ adlı makalesinden Aylin Göçmen tarafından çevrilmiştir.